kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,3264
EURO
35,0746
STERLIN
40,8248
BITCOIN
$70.915
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Orta şiddetli yağmur
11°C
LONDRA
11°C
Orta şiddetli yağmur
Cuma Orta şiddetli yağmur
14°C
Cumartesi Kapalı
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
12°C
Pazar Hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
10°C
Pazartesi hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
14°C

AB’nin geleceği var mı?

18.07.2015
0
A+
A-

Yunanistan krizinin aynı zamanda AB krizi olduğunu daha önce vurgulamıştım. Yaşanan gelişmeler AB’nin prestijine ve çekiciliğine büyük darbe vurdu.

Yunanistan krizinin aynı zamanda AB krizi olduğunu daha önce vurgulamıştım. Yaşanan gelişmeler AB’nin prestijine ve çekiciliğine büyük darbe vurdu. AB’nin geleceği tartışılır oldu. Nereden nereye? 10 yıl önce geleceğe güvenle bakan, uluslararası politikada kendine önemli rol biçen, çekiciliği ile dikkat toplayan, Kıbrıslı Türklere “cennet” olarak sunulan AB’nin yerinde yeller esiyor. AB’nin geçmişte büyük başarılara imza attığı bir gerçek. Hala önemli bir proje ve aktör olduğu da bir gerçek. Ne var ki şimdi iç çekişmeler, krizler yaşayan, inişe geçmiş bir yapı görünümü veriyor. Bu nedenle “AB’nin geleceği var mı?” sorusu soruluyor. Gerçekten “nereden nereye?”

Harvard Üniversitesi öğretim görevlisi Stephen M. Walt, Foreign Policy dergisi sitesinde yer alan makalesinde “AB’nin geleceği var mı?” sorusuna yanıt arıyor. Walt, AB’nin yaşamakta olduğu krizin birinci nedenini aşırı büyüme olarak belirliyor. 6 ülke ile yola çıkan proje 28 üyeye ulaştı. Karmaşık bir kurumlar ağı oluştu. Karar alma mekanizmaları hantal. 28 ülkenin kosensüs oluşturması kolay olmuyor. Karar alma yapısının verimli olmamasının ötesinde üye devletler arasında ciddi farklılıklar var. Üye ülkeler coğrafi büyüklük, ekonomi ve nüfus açısından çok farklı. Daha da önemlisi bu ülkeler egemenliklerinin bir kısmından taviz vermiş olsalar da esas itibarıyla bağımsız devletler olmaya devam ediyorlar. Ulusal çıkarlarını ön planda tutuyorlar. Siyasi entegrasyon yönünde adım atılmadı, ufukta siyasi birlik görünmüyor.

Walt, AB’nin ikinci sorununun “düşmanını kaybetmek” olduğunu yazıyor. AB, sadece ekonomik ve siyasi bir proje değildi. Sovyetler Birliği’ne karşı savunma projesiydi. Sovyet tehdidinin ortadan kalkması, Doğu Avrupa ülkelerinin AB ve NATO’ya katılımı, ortak tehdit algısını ortadan kaldırdı. Ukrayna krizi “Rusya tehdidini” gündeme getirmiş olsa da ortak dış ve savunma politikası oluşturmak hep sözde kalıyor. Dış politika konularında her ülke kendi çıkarlarına göre tavır belirliyor. Ukrayna krizi güvenlik konusunda görüş birliğini değil, görüş farklılıklarını sergiliyor. Sovyetler Birliği’nin çöküşü Batı için bir zaferdi ama AB’nin “tutkalını” zayıflattığı bir gerçek.

Walt’a göre AB’nin üçüncü sorunu Euro para birimi. Aslında Euro projesinin yanlışlıkları konusunda geniş bir konsensüs var. Herkes hataları biliyor. Ortak para biriminin ihtiyaç duyduğu siyasi ve kurumsal mekanizmalar oluşturulmadı. Siyasi birliğe doğu ilerlemeden para birliği gerçekleştirmek şimdi yaşanan sorunları doğurdu. Euro’ya katılmama kararı alan İngiltere haklı çıktı. 2008’de patlak veren ekonomik kriz Euro’nun ve Euro bölgesinin zayıflıklarını sergiledi. Yunanistan’ın durumu ve Euro bölgesinden çıkma olasılığı bunun en bariz örneği. Sözkonusu zayıflıklar nedeniyle AB hem ekonomik, hem de siyasi bedel ödedi ve ödemeye devam ediyor. Yunanistan krizi ve İngiltere’de yapılacak referandum nedeniyle geleceği sorgulanan bir yapı haline geldi. AB’yi kuranların vizyonu kesinlikle bu değildi.

Walt, dördüncü sorun olarak AB çevresindeki gelişmeleri kaydediyor. AB, yakın çevresine istikrar sağlayan, demokratikleşme götüren bir aktör olarak düşünülüyordu. Maalesef şimdi durum çok farklı. Kuzey Afrika büyük istikrarsızlık yaşıyor. Libya kaos içinde. Kuzey Afrika’dan AB’ye büyük göç yaşanıyor. Ortadoğu’da da benzeri bir durum var. Balkanlar şimdilik istikrarlı görünse de belirsizlikler ortadan kalkmış değil. Tabii AB için en büyük sınav Ukrayna ve bu ülkenin geleceği. Ukrayna’da devam eden AB-Rusya bilek güreşi nasıl sonuçlanacak? AB, Ukrayna sınavından başarıyla çıkabilir mi? Şimdiye dek sergilediği performans çok başarılı değil. AB, uzunca süre çevresindeki istikrarsızlıklar ve bunun neden olduğu güvenlik sorunlarıyla uğraşacak.

Walt, son olarak AB içinde yükselmekte olan milliyetçiliğe dikkat çekiyor. AB projesinin hedefi Avrupa’da milliyeçiliği zayıflatmak ve ortak bir Avrupa kimliğine doğru ilerlemekti. Bazı AB ülkelerinde aşırı sağ, aşırı milliyetçi partilerin yükselişini izliyoruz. Fransa buna örnek. Le Pen’in partisi iktidara gelirse durum ne olur? İskoçya, Katalonya gibi bölgeler bağımsızlık istiyorlar. Belçika’nın durumu malum. Ekonomik kriz, işsizlik, hem milliyetçiliği, hem de AB karşıtlığını körüklüyor.

AB’nin geleceği ne olacak? Bunu tahmin etmek zor. Stephen Walt birisi iyimser, ikisi kötümser üç olasılıktan söz ediyor. İyimser senaryoyu, yani AB liderlerinin yaratıcı fikirlerle yukarıda sayılan sorunları aşarak AB’yi eski günlerine kavuşturması olasılığını zayıf olasılık olarak görüyor. Kısacası AB için durum parlak görünmüyor.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.