kıbrıs ingiltere londra lefkoşa
DOLAR
32,4643
EURO
34,6970
STERLIN
40,4648
BITCOIN
$63.524
Adana Adıyaman Afyon Ağrı Aksaray Amasya Ankara Antalya Ardahan Artvin Aydın Balıkesir Bartın Batman Bayburt Bilecik Bingöl Bitlis Bolu Burdur Bursa Çanakkale Çankırı Çorum Denizli Diyarbakır Düzce Edirne Elazığ Erzincan Erzurum Eskişehir Gaziantep Giresun Gümüşhane Hakkari Hatay Iğdır Isparta İstanbul İzmir K.Maraş Karabük Karaman Kars Kastamonu Kayseri Kırıkkale Kırklareli Kırşehir Kilis Kocaeli Konya Kütahya Malatya Manisa Mardin Mersin Muğla Muş Nevşehir Niğde Ordu Osmaniye Rize Sakarya Samsun Siirt Sinop Sivas Şanlıurfa Şırnak Tekirdağ Tokat Trabzon Tunceli Uşak Van Yalova Yozgat Zonguldak
LONDRA
Parçalı bulutlu
12°C
LONDRA
12°C
Parçalı bulutlu
Cumartesi Orta şiddetli yağmur
10°C
Pazar Açık
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
15°C
Pazartesi Orta şiddetli yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
18°C
Salı hafif yağmur
="http://www.w3.org/2000/svg" viewBox="0 0 300 300" enable-background="new 0 0 300 300">
18°C

Hac faciasının düşündürdükleri

30.09.2015
0
A+
A-

Suudi Arabistan’da yaşanan Hac faciası dikkatlerin bu ülke üzerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Bu ülke çeşitli açılardan kriz yaşıyor.

Suudi Arabistan’da yaşanan Hac faciası dikkatlerin bu ülke üzerinde yoğunlaşmasına neden oldu. Vinç düşmesi sonucu yüzden fazla insanın hayatını kaybetmesi olayının hemen ardından gelen ve 800 civarında insanın ölmesine yol açan Hac faciası, bir çok soruyu beraberinde getirdi. Suudi Arabistan’ın içinde bu konuları açıkça tartışmak mümkün olmayabilir ama dünya bunları tartışıyor. Genelde yazılanlar, söylenenler Suudi Arabistan yöneticileri için iç açıcı değil. Bu tartışmalar kısa sürede bitmeyecek.

Suudi Arabistan’ı yöneten Suud hanedanının dini ve siyasi meşruiyet iddiasında kutsal şehirler Mekke ve Medine’yi yönetmek ve Müslümanların güven içinde buraları ziyaret etmelerini sağlamak önemli yer tutar. Daha önce de Hac faciaları yaşanmış olsa da son facia sözkonusu meşruiyet kaynağına gölge düşürdü. Bu noktada geriye gidip biraz tarihi hatırlamakta yarar var.

Suudi Arabistan devleti 1932’de kuruldu. Yani, diğer bazı Arap devletleri gibi Birinci Dünya Savaşı sonrasının ürünüdür. (Bir çok Arap devleti ise İkinci Dünya Savaşı’ndan sonra kuruldu.) Ancak Suudi Arabistan’ın hikayesi 1932’nin çok gerilerine gider. Osmanlı İmparatorluğu, 16. yüzyılda Arabistan Yarımadası’nın önemli bölgelerini fethetmiş, Mekke ve Medine’nin içinde bulunduğu Hicaz Vilayeti Birinci Dünya Savaşı’nın sonuna kadar Osmanlı toprağı olarak kalmıştı. İki kutsal şehri, hac organizasyonunu yönetmek Osmanlı padişahlarına büyük otorite kazandırıyordu.

Suudi Arabistan’ı yöneten Suudi hanedanı 1744’te Muhammed Bin Suud tarafından Necd’de kuruldu. Muhammed Bin Suud, Vahabi hareketinin kurucusu Muhammed Abd Al-Vahhab ile işbirliği yaptı. Bu ittifak günümüze dek devam ediyor. Vahabizm, Suudi Arabistan’ın İslam’ı yorumlayış şeklidir ve Vahabizmi dünyaya yaymak için büyük paralar harcanıyor. 1744’te Riyad şehrinde kurulan ilk Suudi devletçiği giderek yayıldı ve 1803’te kutsal şehir Mekke’yi Osmanlı’dan aldı. Kahire ve Şam’dan gelen hacı kervanları konusunda şartlar ortaya koydular ve 1806’da bu kervanların Mekke ve Medine’ye girişini yasakladılar. Kısacası Suudi hanedanı Mekke ve Medine’nin önemini o zamandan biliyor ve kendi kontrolünde olmaları için mücadele veriyordu. (“Hac organizasyonunu Türkiye’ye verin” çağrısı yapan AKP yetkilileri Osmanlı ile Suudiler arasında bu konuda tarihte yaşanan mücadeleleri okumalıdır.)

Mekke ve Medine’nin Suudilerin kontrolünde olmasına Osmanlının göz yumması mümkün değildi. Suudilerle mücadele konusunda Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa görevlendirildi. 1811’de Mehmet Ali Paşa, oğlu Tosun Paşa’yı Vahabilere karşı savaşa gönderdi. Tosun Paşa sonuçta Mekke ve Medine’yi geri aldı ve kutsal şehrin anahtarları padişaha gönderildi. Vahabilerle savaş devam etti. 1815’te taraflar arasında anlaşma imzalandı. Kahire’ye dönen Tosun Paşa vefat edince Abdullah Bin Suud saldırılara yeniden başladı. Bunun üzerine Mehmet Ali Paşa büyük oğlu İbrahim Paşa’yı savaşa gönderdi. 1817’de başlayan askeri operasyonlarla Vahabiler Hicaz’dan çıkarıldı ve yenilgiye uğratıldı. Böylece Vahabi hareketi bastırılmış oldu. Esir alınan Abdullah Bin Suud ve diğer Vahabi liderler İstanbul’a gönderildi. Bin Suud dahil bazıları idam edildi. Ancak Vahabi hareketi ortadan kalkmadı.

1914’te Birinci Dünya Savaşı patlak verdiğinde Hicaz Vilayeti Osmanlı’nın atadığı Şerif Hüseyin tarafından yönetiliyordu. Bilindiği gibi Şerif Hüseyin süreç içinde İngilizlerle ittifak kurarak Osmanlı’ya karşı ayaklandı. Bu ayaklanma pek başarılı olmadı ama Osmanlı’nın savaşta yenilmesi ile Ortadoğu’daki topraklar kaybedildi. Suudiler Arap ayaklanmasına katılmadılar ama İngilizlerle iyi ilişki içinde oldular. 1924-25’te Hicaz’ı ele geçirdiler. Bin Suud, kendini Hicaz Kralı ilan etti. Bir yıl sonra Necd Kralı ünvanını da aldı. 1932’de Hicaz ve Necd Krallıkları, Suudi Arabistan Krallığı olarak birleştirildi. Bin Suud ilk kral oldu. Halen onunun ailesi ülkeyi yönetiyor.

Suudi Arabistan’ı önemli kılan bir yön kutsal şehirler Mekke ve Medine’yi yönetmesi ise, diğeri de petrolden kaynaklanan zenginliğidir. Hac faciası sonrasında Batı basınında Suudi Arabistan’ın genel siyasi ve sosyo-ekonomik durumu ile ilgili analizler yapılıyor. Bu analizlerin ortak noktası gidişatın iyi olmadığı yönünde. Ülke çeşitli açılardan kriz yaşıyor. Yemen’e yönelik savaş istenen sonuçları vermezken çok pahalıya mal oluyor. Petrol fiyarlarının 50 doların altına düşmesi Suudi bütçesini zorluyor. Bu tabloya İran’la devam eden gerginlik de eklendiğinde ülkeyi yönetenlerin işinin zor olduğu ortaya çıkar.

Suudi Arabistan kendini yenileyebilir mi? Yenileyemezse durumu ne olur? Bunları tartışmaya devam edeceğiz.

Yazarın Diğer Yazıları
Yorumlar

Henüz yorum yapılmamış. İlk yorumu yukarıdaki form aracılığıyla siz yapabilirsiniz.