Paris’te gerçekleştirilen korkunç terör saldırıları bir anda gündemi değiştirdi. Bir kez daha terörizmi var gücümüzle lanetliyoruz. Fransa halkına başsağlığı diliyoruz. Terörizme karşı mücadelede herkesin el ele vermesi gerektiğini tekrarlıyoruz. Terörizm dünyanın en önemli sorunlarından biridir. Devamlı bir mücadeleyi gerektirir. Bu arada dünyanın diğer sorunları ortadan kalkmıyor. Bugün Antalya’da toplanacak olan G20 liderleri bu sorunların bir kısmını ele alacaklar. Geçen yazımda G20 zirvesini irdelediğim için bu yazıda önce G20 zirvesi gündeminde yer alacak, sonra 30 Kasım-11 Aralık tarihleri arasında, terörizme hedef olan Paris’te yapılacak BM İklim Değişikliği Konferansı’nda üzerinde uluslararası bir anlaşmaya varılması hedeflenen küresel ısınma konusuna dönmek istiyorum. Paris Konferansı’nın nasıl bir sonuç üreteceği büyük oranda gezegenimizin ve üzerinde yaşayan canlıların geleceğini belirleyecek. İnsanlığın hedefi küresel ısınmayı 2 derece ile sınırlamaktı. Son verilere göre 1 derece ısınma gerçekleşti. G20 zirvesi ve özellikle Paris Konferansı bağlamında dünyanın bu konuya nasıl baktığına kısaca göz atalım.
PEW araştırma kuruluşu 40 ülkede insanların küresel ısınma konusuna bakışını araştırdı. Bu araştırma küresel ısınmanın önemli bir global meydan okuma (challenge) olduğu konusunda ortak görüşün yaygın olduğunu gösteriyor. Araştırma yapılan 40 ülkenin tümünde çoğunluk küresel ısınmanın önemli bir sorun olduğunu düşünüyor. Konunun çok ciddi bir sorun olduğunu düşünenlerin ortalama oranı yüzde 54. Paris’te varılacak anlaşma ışığında kendi ülkelerinin sera gazı emisyonlarını sınırlaması gerektiği fikrini destekleyenlerin oranı ise yüzde 78. Küresel ısınmanın ne kadar önemli bir sorun olduğu konusunda bölgeler ve ülkeler arasında önemli farklılıklar var. Atmosfere salınan karbon dioksit oranlarına en büyük katkıyı yapan ülkeler Çin ve ABD. Ne yazık ki Amerikalılar ve Çinliler bu konuda çok kaygılı değil. “Küresel ısınma çok ciddi bir sorun mu?” sorusuna “evet” cevabı verenlerin oranı Latin Amerika’da yüzde 74, Afrika’da yüzde 61, Avrupa’da yüzde 54, ABD’de yüzde 45, Çin’de yüzde 18. Amerikalılar ve Çinliler arasında kaygılı olanların oranının düşük olması kaygı verici bir durum.
Genelde insanlar küresel ısınma ile mücadelede herkesin elini taşın altına koyması gerektiğini kabul ediyorlar. “Uluslararası bir anlaşma çerçevesinde ülkemiz sera gazı emisyonlarını sınırlamalıdır” diyenlerin oranı yüzde 78. Bu çok güçlü bir destek. İnsanların çoğunluğu küresel ısınma ile mücadelede sadece teknolojik gelişmelerin yeterli olmadığını da düşünüyor. “İnsanlar yaşam tarzlarında da önemli değişiklik yapmalıdır” diye düşünenlerin oranı yüzde 67. Gerçekten de küresel ısınma ile mücadelenin önemli bir yönü yaşam tarzımızda önemli bazı değişiklikler yapmamızdır. Küresel ısınma ile mücadele konusunda sorumluluğun büyük kısmının kimde olduğu tartışmaları uzun zamandan beri devam ediyor. Ankette “ABD, Japonya, Almanya gibi zengin ülkeler daha çok çaba harcamalıdır” diyenlerin oranı yüzde 54, “Gelişmekte olan ülkeler daha fazla katkı yapmalıdır” diyenlerin oranı yüzde 38.
“Küresel ısınma şimdiden insanları olumsuz etkiliyor” görüşüne “evet” diyenlerin oranı Latin Amerika’da yüzde 77, Afrika’da yüzde 52, Avrupa’da yüzde 60, Çin’de yüzde 49, ABD’de yüzde 41, Ortadoğu’da yüzde 26. “Küresel ısınmanın kişisel olarak bana zarar vermesinden çok kaygı duyuyorum” görüşüne “evet” diyenlerin oranı Latin Amerika’da yüzde 63, Afrika’da yüzde 61, Avrupa’da yüzde 27, Çin’de yüzde 15, ABD’de yüzde 30, Ortadoğu’da yüzde 27. Araştırma, küresel ısınmadan en fazla etkilenecek bölgelerden biri olan Ortadoğu’da insanların hala karşı karşıya oldukları tehlike hakkında fazla bilgili ve kaygılı olmadıklarını gösteriyor. Umarız bu durum hızla değişir.
PEW araştırması insanların siyasi dünya görüşünün küresel ısınma konusuna bakışını etkilediğini gösteriyor. Bu konuda en yoğun kutuplaşma ABD’de görülüyor. Demokrat Parti’yi destekleyenlerle Cumhuriyetçi Partiyi destekleyenlerin küresel ısınmaya bakışı çok farklı. “Küresel ısınmayı çok ciddi bir sorun olarak görüyorum” görüşüne “evet” diyen Demokrat Partililerin oranı yüzde 68, Cumhuriyetçi Partililerin oranı yüzde 20. “Ülkemiz sera gazı emisyonlarını azaltmalıdır” diyen Demokrat Partililerin oranı yüzde 82, Cumhuriyetçi Partililerin oranı yüzde 50. “Küresel ısınma şimdi insanların hayatını olumsuz etkiliyor” diyen Demokrat Partililerin oranı yüzde 53, Cumhuriyetçi Partililerin oranı yüzde 24. PEW araştırması, İngiltere, Almanya, Avustralya, Kanada gibi ülkelerde de küresel ısınmayı ciddi bir sorun olarak görenlerin sol görüşlüler arasında daha fazla, sağ görüşlüler arasında daha az olduğunu gösteriyor.
İklim değişikliği konusunda ciddi bir global endişe var. Umarız Paris Konferansı bu endişeleri azaltıcı bir sonuç üretir, bağlayıcı bir uluslararası anlaşma ortaya koyar.
