Türkiye’nin 12. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan bugün yemin ederek göreve başlıyor. AK Parti 1. Olağanüstü Kurultayı’nda dün partinin yeni genel başkanı ve dolayısıyla da yeni Başbakan Ahmet Davutoğlu seçildi. Böylece yürütmenin en üst düzeyinde değişim tamamlanmış oldu. Yeni Cumhurbaşkanı ve Başbakanın Türkiye için ne anlama geleceği, ülke siyasetinin, ekonomisinin ve AK Parti’nin bundan etkilenip etkilenmeyeceği yoğun olarak tartışılıyor. Herkes siyasi duruşuna göre bazı öngörülerde bulunuyor. Kanımca Türkiye’de son 12 yıldan farklı bir dönemden çok (olumlu ve olumsuz yönleriyle) devamlılık ön planda olacak. “Yeni Türkiye” vaadinin ne anlama geldiğini birlikte göreceğiz.
Kurulacak Davutoğlu hükümeti parlamento seçimlerine kadar görevde kalacak aşağı yukarı on aylık bir hükümet olacak. Bu hükümetin dikkati daha çok seçimleri kazanma çalışmaları üzerinde yoğunlaşacak. AK Parti, gelecek seçimlerde anayasayı değiştirecek çoğunluğa ulaşmak için yoğun çaba harcayacak. Bu anlamda on aylık bir geçiş sürecinden söz edebiliriz. Esas yeni dönem TBMM seçimlerinden sonra başlayacak.
AK Parti, bugün başlayan yeni dönem için “Yeni Türkiye” sloganını ortaya attı. Çarpıcı bir slogan. Peki, gerçekleşmesi mümkün mü? Bu, “Yeni Türkiye” sloganından ne anladığınıza bağlı. Başkanlık sistemine geçmiş, tüm iplerin Cumhurbaşkanının elinde olacağı bir Türkiye kasdediliyorsa bu siyasi sistem olarak değişik bir Türkiye olur ama “yeni” Türkiye olmaz. “Yeni Türkiye” her yönüyle çağdaşlaşmış, Avrupa standartlarını yakalamış bir Türkiye olabilir. Sadece altyapı projeleri, ekonomik kalkınma, AVM’ler Türkiye’yi “yeni” yapmaz. Demokratikleşme, hukuk devleti, insan hakları, basın özgürlüğü “yeni” Türkiye’nin olmazsa olmazlarıdır. Bu konularda AK Parti iktidarının sınavı geçtiği söylenemez. Demokrat olmaktan çok otoriter yaklaşımlar izledik. Aykırı seslerin susturulmasına tanık olduk. Önümüzdeki dönemde bu değişir mi? Umarız değişir. Ama, bu yönde belirti yok. Çin ve Rusya gibi otoriter kalınma modelinin izlenmek istendiği gibi bir izlenim var. “Yeni Türkiye” ancak özgürlükler temelinde oluşabilir.
Demokratikleşme konusunda ciddi beklentiler yok ama demokratikleşmenin önemli bir parçası olan Kürt sorununda önemli beklentiler var. Bu konuda neler yapılacağını önümüzdeki dönemde göreceğiz. Konunun daha fazla oyalanması mümkün değil. AK Parti iktidarı Kürt sorununun çözümü yönünde adımlar atarsa ülkeye büyük hizmette bulunmuş olacak. Ülkenin iç barışı güçlenecek. İç politika bağlamında Türkiye’nin önünde duran en önemli konu bu konu. Seçimlere kadar Kürt sorununda ne yapılacak? Seçimlerden sonra ne yapılacak? Ne gibi pazarlıklar olacak? Yeni anayasa yapmak mümkün olacak mı? Göreceğiz.
Dış politika bağlamında Türkiye’yi zor bir dönem bekliyor. Ortadoğu yangın yerine döndü. İstikrarsızlık ve tehlikelerin kısa sürede ortadan kalkması beklenmiyor. Türkiye’nin kuzeyinde Ukrayna ile Rusya arasında devam eden tehlikeli gerginlik de Ankara’yı yakından ilgilendirir. Hem komşu ülke, hem de NATO üyesi olarak Türkiye hassas bir konumda. Kısa süre önce Azerbaycan’la Ermenistan arasında yaşanan gerginlik Kafkaslar’daki tehlikeleri hatırlattı. Kısacası Türkiye’nin çevresinde güvenlik riskleri artmış durumda. Dış politikada geçmişte yapılan hatalardan ders alarak gerçekçi bir strateji oluşturmak yeni hükümetin görevi olacak.
Bugün itibarıyla AK Parti üç dönem politikasını hayata geçirmiş oldu. Gerekçesi ne olursa olsun üç dönem sınırlamasının siyaset açısından doğru ve olumlu olduğunu düşünüyorum. Türkiye ve Kıbrıs Türk siyasetinde bu uygulamanın kurumsallaşması çok iyi olur. İster partide, ister seçilmiş organlarda, iktidarda her politikacı için üç dönem yeterlidir. Hiç değişmeyen parti yöneticileri anlayışı sona ermelidir. Bu bağlamda hem Türkiye’de, hem de bizde üç dönem sınırlamasının parti tüzüklerine girmesi çok olumlu olur. Siyasetin gençleşebilmesi, tazelenebilmesi için üç dönem sınırlaması şarttır.
Siyasette taşların yerinden oynaması muhakkak ki bazı değişiklikleri beraberinde getirir. Gelecek yıl yapılacak genel seçimlerin sonuçları ve Kürt sorununda atılacak adımlar Türkiye ve AK Parti bağlamında değişikliklerin hangi yönde, ne oranda olacağını etkileyecek.
